Üçüncü günümüzde, Marble Beach ve Golden Beach'e gittik. Marble, İngilizce mermer demek. Zaten bu plajın ismi çevresindeki mermer ocaklarından çıkarılan mermer parçacıklarının, tüm plaja serilmiş ve bir nevi Seyşel yaratılmış olmasından kaynaklanıyor. Marble beach daha ıssız ve izole bir konumda kaldığı için, uzun sürede sıkıcı olabiliyor. O yüzden biz bir müddet sonra çok yakındaki Golden Beach'e geçtik.
Golden Beach bildiğimiz up uzun kumsala ve nispeten dalgalı bir denize sahip bir plaj. Marble Beach'de olduğu gibi adını altın madeninden almıyor; altın maltın yok yani :))
Yol kenarlarındaki ceplerde durup, fotoğraflar çektik |
Marble Beach'e gelmeden az önceki Carrefour'a uğrayıp ikmal yapabilirsiniz :) |
Bu noktadan itibaren yaklaşık 10 dk'lık toprak ve üstü mermer tozu kaplı bozuk bir yoldan devam ediyorsunuz |
Tam plaja ulaşmak üzereyken, kabusun üzerimize doğru ilerlediğini gördük :)) |
Neden kabus dediğimi bazılarınız anlamaya başlamıştır |
Kabus giderek büyüyor |
Ve kabus her yanımızı sardı :)))) Mermer blokları taşıyan kamyon öyle bir mermer tozu
bulutu oluşturdu ki, dörtlüleri yakıp 2 dk toz bulutunun dağılmasını
bekledik
|
Teoman son durumu kontrol ediyor :) |
Benim gibi arabasına aşık tiplerdenseniz, içiniz cız ediyor :) |
Ancak başınızı sağ tarafa çevirip, cenneti görünce birden unutuluyor herşey |
Koşarcasına plaja iniyoruz |
Gerçekten Seyşellerdeyiz sanırım :) |
Burada yeterince vakit geçirdikten sonra Golden Beach'e gitmek üzere tekrar yola koyuluyoruz
Karnımız iyice acıktığından dolayı yemek yiyebileceğimiz bir yerler aramaya başladık Golden Beach'de |
Öncesinde İngilizce başlayan dialoğumuz kendi aramızdaki Türkçe konuşmalar yüzünden bir anda tamamen Türkçeye dönüştü! Çünkü garsonumuz Ali, Gümilcine'de yaşayan Batı Trakya Türk soydaşlarımızdandı :) |
At kuyruklu, karizmatik döner ustamız ve mekan sahibimiz |
Olmazsa olmazzzz, Greek Salad |
Giros. Namı-ı diğer döner. Pide içinde bol patates ve sos olarak cacıki eklenmiş halde |
Souvlaki. Nam-ı diğer şiş |
Cacıki nefis bir lezzet ve ferahlık veriyor |
Kanımızı iyice doyurup, sahildeki işletmelerden birinin şezlonglarına kuruluyoruz. Şezlong-şemsiye parası yok. Birer bira ve su sipariş veriyoruz. Hepsi bu... |
Buranın denizi sığ ama biraz dalgalı. Kimileri sevmez ama biz dalgalarla boğuşarak oldukça keyifli vakit geçirdik :) |
Nijeryalı Bro bizlere birer bileklik ördü. Bol bol futbol ve Emenike muhabbeti döndü :) |
Teo şortuna uygun renkleri tercih ederken, ben tabiki FENERBAHÇE'min renklerini tercih ettim ;) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder