11. Yunanistan, Halkidiki. Bakir doğanın ve sakinliğin içinde iki gün

Yunanistan turumuzun son ayağı Halkidiki'ydi. 

Burası Yunanistan'ın iç turizmi için de önemli bir yer. Özellikle hafta sonları sabah erken saatlerden itibaren, Selanik ve çevre ilçelerden yoğun bir tatilci akını oluyor. 

Halkidiki tavuk ayağına benzeyen, 3 adet yarım adadan oluşan bir bölge. 

Aşağıdaki haritaya göre sıralarsak; 

_ sol başta Kassandra
_ ortada Stonia
_ sağda ise Atos

yarım adalarından oluşmaktadır. 









Kassandra daha pahalı ve daha gelir düzeyi yüksek turistler içindir. Otel fiyatlarından, yemek fiyatlarına kadar yansır. Lüx yolcu gemilerinin de uğrak yerlerindendir. 

Stonia her keseye uygun bir bölgedir. Ama bu demek değil ki, halk plajı gibidir. Fiyatlar normaldir. Yüksek rakamlı yerler de vardır, normal yerler de. 

Atos ise Halkidiki'nin,  büyük bölümü sadece erkeklerin özel izinle girebildiği manastırların olduğu bir bölgesidir. Bu manastırlarda sadece erkek rahipler vardır. Bu rahiplerin ürettiği şarap gibi çeşitli el yapımı ürünlerin satışı da yapılmaktadır.






Daha önceden yaptığım araştırmalar üzerine ilk durağımız olan Nea Moudania'ya doğru yola çıktık. Ancak buraya ulaştığımızda gördük ki, denizi hiç de Yunanistan genelindeki gibi mas mavi ve billur değil.. Belki sebebi sahildeki yoğun insanlardı ama başka yerlerde kalabalık sahiller görmüştük ve bu denli sıradan bir denizle karşılaşmamıştık.

Bu sebepten dolayı Kassandra'dan ayrılıp, Stonia-Vourvour'a hareket ettik. Vourvourou Stonia yarım adasının sağ tarafında kalıyor. Stonia yarım adası genel olarak oldukça bakir ve sakin bir yer.  

Vourvourou'un girişinde bulunan ve ismi de Vourvourou Hotel olan, otelimize yerleşip kendimizi hemen denize attık :)




Otelin önünde oldukça sığ ve çarşaf gibi bir deniz var. 
Etraf zaten bakir ve sakin











Vourvourou'da gidilebilecek en güzel plajlardan bazıları.
Daha aşağılarda Golden Beach var. Biz gitmedik ama
gidenler kesinlikle öneriyor.











Biz öncelikle otelimizin az ilerisindeki bu koya gittik. Zaten ana yola çıktığınızda belirli aralıklarla sizi plajlara yönlendiren bir sürü tabela göreceksiniz. 
Konaklama sürenize göre, ilk gün hepsinde bir süre kalıp, kalan günlerde en beğendiğiniz plajda vakit geçirebilirsiniz. 





Burada herhangi bir tesis yok. Yanınızda kendi
getirdiğiniz malzeme ve yiyecekler olmalı.








Bu kayalıkların üstüne çıkıp denize atlayarak,
yanımızdaki Yunanlı çocuklarla, çok eğlenceli
vakit geçirdik :)








Doğası ve deniz o kadar güzel ki..















En arkada Atos yarım adası görülüyor











Denizi gayet sakin ve orta derinlikte














































Suyun berraklığı müthiş..











Bu sakin ve huzurlu koyda bir müddet kalıp, biraz ilerideki Karidi Beach'e doğru yola koyulduk










Polonyalı bir turistin arabası kuma saplanmıştı.
Basit yöntemle nasıl aracı kurtarabileceklerini
söylemek ve yardımcı olmak üzere yanlarına gittim.
Ama arabanın sağ tarafındaki sakallı göbekli Türk abi,
olaya el koymuştu. Ne desem, "olmaz öyle" tavırlarıyla
baktı yüzüme.
Ben de fazla uzatmayıp plajda güneşlenmeye geçtim.
Yaklaşık 40 dk sonra arabayı benim yöntemimle
kurtardılar :))))))
Büfeden yiyecek bir şeyler alırken eşi yanıma gelip,
"siz haklıymışsınız" dedi :)))


PS: Aslında yöntem çok basitti. Herkesin bildiği,
kışın kara batan aracı kurtarmak için yapılan,
çekişin olduğu  tekerleklerin altına aracın paspaslarını koymak :))))




Karidi Beach daha büyük bir alana yayılıyor.
Burada da bir tesis yok ve plaj ekipmanları yok ama
hemen ağaçların altında Yunanlıların "Canten" dedikleri
büfeden var. Genelde bu büfeler bizdeki mobil dürümcüler gibi,
bir kamyonet ve minibüsten devşirilmiş.











Deniz sığ ve sıcak. Tabi ki ter temiz..











Plajın kumu Marmara'daki gibi. İncecik

































İşte Canteen. Bu dağ başında bile fiyatlar merkezden
maksimum 50 cent pahalı..











Adam hemen fişini de kesip veriyor..
Ahlaklı ve dürüst 
insanlar Yunanlılar.. Tok gözlü..  
























İsteyenler plajı çevreleyen çam ağaçlarının
altında efil efil keyif çatıyorlar :)
















İsteyenler de kayalıkların üstüne konuşlanmış :)











































Denizin rengine dikkat..





















Halkidiki maceramız da bu şekilde...
Şimdi istikamet Makedonya, Bitola/Manastır
















Hiç yorum yok:


The Önuçaks